Mustafa BİRİNCİOĞLU’nun Kaleminden Sony A7r vs Nikon D810
İlk olarak bir Sony kullanıcısının Nikon’u eline aldığında neler düşündüğünü ya da düşünebileceğini aktarayım.
SONY A7R vs NİKON D810 KARŞILAŞTIRMASI
Aynasız sistemin güzel bir getirisi olan ağırlık sorunu hemen göze çarpıyor elimde 50-500 tutuyormuşum hissiyatı aldım ilk anda. Tabii ki dezavantaj gibi görünse de kendince avantajı da yok değil. Tripod kullanımında sessiz shutter’ı da hesaba katarsak titreşimsiz kaliteli bir fotoğraf için gayet avantajlı bir durum. Tabii ki tripodun altına çantayı asmak ta bir çözüm şekli. Keşke Sony’de de olsa dediğim bir kaç şey gördüm hemen menülerinde Tiff kaydı ve aşırı esneklik sağlayan fotoğraf ayarları gibi. Ayrıca Auto iso’da taban ve tavan ayarı yaptığınız menüde shutter speed’in belli bir değerin altına düşmesini önleyebiliyorsunuz ki basit bir programlama ile eklenilebilir bir özellikmiş neden eklememişler anlam veremedim Sony’de.
SONY A7R vs NİKON D810 KARŞILAŞTIRMASI: DETAY ve DİNAMİK ARALIK
Detay ve Detay, her bir ayrıntıya elle müdahale şansı daha profesyonel bir kullanım tarzı çağrıştırsa da kullanım kolaylığı menü yerleşimi hareketsiz ekranı gece çekimlerindeki optik vizör yetersizliği wi-fi problemi o kadar düğmeye karşın kolay erişilebilmesi gereken tuşların yer seçimi ( Kullanım alışkanlıklarını da göz ardı etmiyorum hani ) felaket. Peki karşılığında ne alıyoruz. Sağlam bir JPG, Tiff veya RAW. Codec ile alakalı mı bilemiyorum fakat A7R ARW ile Nikon NEF dosyaları arasında 30 MB fark var. Çağrışım olarak D810 sıkıştırmayı daha az yapıyor ve bu nedenle özellikle JPG formatında çıktıları programdan RAW to JPG export gibi kaliteli çıkıyor. JPG dosyalarında 20 MB altını henüz görmedim. Fine ayarında Sony’de ISO’ya bağlı olarak 5-20MB aralığında değişiyor jpg dosya boyutu. En çok etkileyen hala Tiff kayıt beni. Şöyle ki herkes için geçerli olmasa da sevdiğim ve satmaya kıyamadığım bir Quad G5 Mac var elimde. 10.5.8 çakılı olmak zorunda universal binary kullandığı için ve CS4 üstünü yükleyemiyor haliyle de yeni RAW formatlarını açamıyorsunuz. TIFF formatı RAW gibi update gerektirmeyen kayıpsız bir format olduğu için en eski makinelerinizde bile açabilirsiniz. Tabii ki bu çok büyük bir avantaj.
SONY A7R vs NİKON D810 KARŞILAŞTIRMASI: İMAJ KALİTESİ
format seçeneklerinden kaynaklandığını belirteyim. Öyle ki ince ayarlar ile verilen sıcaklık sonrası A7R veya D810 ile çekilip çekilmediğine exife bakmadan karar veremezsiniz. O derece aynılar. Sony’nin ipleri elinde tuttuğu kısıma geliyoruz. Manuel lens kullanımında adaptör yetersizliği. Olanların sonsuza netlemek için kullandığı optik elemanlı ve kullanılsa da kaliteli seçilmesi gereken adaptörler. Focus peaking ve diğer yardımcılar Sony’yi manuel lens kullanımında rakipsiz kılan şeylerdi. Bilinenin ilanı olmasın fakat o kadar günümüz lenslerini perişan edecek renk ve bokeh konusunda alternatifsiz manuel lens var ki Nikon bu noktada ciddi sınıfta kalıyor. Hiç bir girişimi olmamış mı diye düşünebilirsiniz. Olmuş tabii ki doğru ışık ayarı için önizleme ve A33’deki gibi zoom yapıp kontrol sağlama imkanınız var (!) A33 nere D810 nere tabii ki. Dijitalleşmeden son bir kere canlı göreyim heyecanının hazin sonu. İstemesek te dijitalleşecek. Güzel bir elektronik vizör ve zoom tuşunun focus peaking ile sağladığı avantajı deklanşör tuşunun hemen yanına koymak belki de Sony’nin şu ana kadar manuel kullanıcıları için yaptığı en güzel şeydi. Zaten kafadan her şeyi hesaplıyorum diyen bir kişi için bile hatasız imaj kalitesi ilk anki ego’dan kanımca daha tatmin edici olacaktır. Elektronik vizör için hayatı TV’den seyrediyormuş gibi ama diyen herkesin evinde bir TV olması da düşündürücü olsa gerek. Neyse bunlar tabii ki tercihi etkileyen şeyler. Manuel lens uyumu ve yardımcı öğeleri konusunda Sony’ye yıldızlı bir +1 verebiliriz.
SONY A7R vs NİKON D810 KARŞILAŞTIRMASI: İSO
O kadar çekim yapmadım fakat 1200 karelik tek batarya performansı yaklaşık olarak A7R’ın 3 katı. 3. Bölüm sanırım Nikon artıları olacak. O kadar kalın gövdeyi fuzuli yapmamışlar dedirten çift kart yuvası CF desteği yüksek dosya boyutlarına karşı güzel bir önlem. Tek olmasının XC kartların 94 MB/Sn’lik kart kullanımında bir eksiklik hissiyatı verdirmemesine rağmen RAW’ları ve JPG’leri ayrı ayrı kartlara alabilmek A99’da en sevdiğim özelliklerindendi. Tabii ki boyutunu düşünürsek A7X serisi için bu değerlendirme dışı sayılabilir ya da göz ardı edilebilir bir durum. AF lenslerden ben her ne kadar uzaklaşmış olsam da lens çeşitliliği Nikonda kendi kendine yetecek düzeyde. Eskiden (Çok eski değil bu eksi hanesine yazılıyordu A7x serisinin 100 küsür Nikon’da 10-20 tane Sony’de lens kullanabilirsiniz diye şeklinde. Bir takım medyanın uydurması diyelim) Nikon’da dahil olmak üzere AF Contax AF Canon AF A-Mount ve bilimum tüm manuel lenslerin üzerinde kullanılabilindiği göz önüne alınırsa Sony rakipsiz. A7 mkII’de titreşim engellemenin tekrar body’ye entegre edildiğini düşünürseniz IS’ini VR’ını OS’unu vs vs artık bir artı olarak görmek mazide kaldı. Yine de mevzu A7R ve eldeki olanaklar ile D810 karşılaştırması olduğundan Nikon’a (Şimdilik ) +1 puan ekleyelim. Gönlü olsun diye nerelerden neler çıkartıyoruz.
Tümünde High ISO Noise Reduction kapalıydı. Direkt JPG kayıtları. Tablet üzerinde ışık dengelerini eşitlemek amacıyla Perfectly Clear üzerinden Flickr’a yükledim.
Detay için %100 hallerine https://www.flickr.com/photos/126783217@N07/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Çok kolay bir şekilde fark edebileceğiniz gibi ISO 1600’e kadar kullanışlı çıktı veriyor ISO 3200 dahil olmak üzere noise oluşturmaya başlıyor. Kaliteden ödün vermem diyorsanız
bu makine için de ISO 640 ya da ISO 800 aralığını tavan olarak kullanabilirsiniz. A7R’da aynı değerlere sahipti bir şey kazandırmadı bu yönden.
SONY A7R vs NİKON D810 KARŞILAŞTIRMASI: Lens Portföyü
Hikayenin bu bölümünde macera sever arkadaşımız Nikon’un inanılmaz lens portföyü ile karşı karşıyadır. Öyle ki zamanında “Şu Sony’nin de adam akıllı lensi yok olanlar da çok para”
sözlerinden ve kısıtlı seçeneklere karşı yüksek meblağlardan dert yakınmasını şöyle bir aklından geçirir. Ne güzel günlerdi. Der ve devam eder. Nikon için lens seçiminde sanılanın aksine sadece belli başlı lensler ile randıman alındığını fark etmesi uzun sürmez tabii ki. Ama aynı aralıklarda daha ucuza bulabiliyorum lafı artık yerini randıman vermiyor ki sözlerine bırakmıştır. İyisi yok mu o kadar mı kötü diyeceksiniz belki. Evet var olmaz mı? 85mm F/1.4 G ile gayet güzel randıman alabilirim. Tabii ki şöyle bir 3-4 lirayı gözden çıkartarak. Muhteşem 14-24 ikinci elde 2800-3000 tl aralığında. Peki D serisi derseniz CA ve AF hızı derim. Zaten manuel kullanmak için pek yardımcı olmadığından manuel kullanırım diye düşünmeyin. İşin daha ilginci A99 bile M42 halka ile optik olmadan sonsuza netleyen eski lenslerin D810’da normal netlemeyi de unutmuş olması oldu. Sözü fazla uzatmadan kullanım klavuzunda yazan küçük bir dip nottan: “Nikon Body’niz ile Nikon marka ekipman kullanın.” Diğer markalar için çok dikkate almanız gerekmese de çok doğru bir kullanım klavuzu hazırlanmış Nikon için. Bu söze söylenecek bir şey bulamadım. Sony zengin işi diyen kullanıcılara selamlarımı gönderiyorum. Her zaman söylediğim gibi Mevlevi bir E mount hangi lens hangi marka olursan ol gel diyor. Sanırım A99’a ISO konusunda yüklendiğim gibi Nikon’un da zamane teknolojilerinin gerisinde kalması ve kendi uç seviye ekipmanlarının haricinde aşırı seçici davranmasını bir hayli dilime dolayacağım.