Alpha ile Gezi

Kıbrıs Gezisi – Fatih ERTEK

Açıkcası bu geziyi gerçekleştirmeden önce ayrıntılı bir gezi albümü olmasını istiyordum. Yolculuk öncesi gezilebilecek ve görülmesi gereken yerleri internette incelemiş ve not almıştım. 2 günde tüm Kıbrısı gezmeyeceğimden ötürü gezi programı ve konaklama yeri olarak Girneyi seçtim. Çekeceğim fotoğrafları güzel bir gezi yazısıyla sunmak istedim. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Hava koşulları Kıbrısa varış süremi bir hayli etkiledi. Bununla beraber yola çıkacağım gün ciddi şekilde rahatsızlandım ve hala salya sümük vaziyette evde yatıyorum. Gitmeyi düşünen olursa diye bildiklerimi, görüdklerimi dilim döndüğünce anlatayım.

İstanbul Atatürk Havalimanı dış hatlar terminalinden nüfus cüzdanımla geçiş yaptım. Pasaport kontrolü bölümünde bilgilerinizin yer aldığı küçük bir kağıt ile yolculuk yapıyorsunuz. İstanbuldan Ercan Havalimanına varış ortalama 1 saat 20 dakika sürüyor. Ercan Havalimanından Girneye ulaşım için 3 alternatifiniz var. Araç kiralayabilir, Taksiyle gidebilir veya bizim HAVAŞ’a benzer KIBHAS firmasının otobüs seferlerini kullanabilirsiniz. Ben araç kiralamayı düşünüyordum ancak rahatsızlanmış olduğum için ve trafiğin sağdan akıyor oluşu kararımdan vazgeçmeme sebebp oldu. Kıbrısta taksilerde taksimetre yok ve rakamlar çok yüksek. Girne için 120-130 TL istiyorlar. Otobüs ile giderseniz Girne bileti 12 TL. Otobüs seferleri uçakların iniş ve kalkış saatine göre ayarlandığından uzun süre bekleme gibi bir sorununuz yok. Otobüs Lefkoşa üzerinden, ortalama 45km’lik yolu 1 saatte gidiyor. Dönüşte geç kalma ihtimalim olduğu için Otobüs şöföründen yardım istedim, sağolsun tanıdığı bir korsan taksiciye yönlendirdi beni hızlıca hava limanına ulaştım. Korsan taksi için 40 TL verdim.

Otobüste gördüğüm kadarıyla Lefkoşa’nın bir numarası yok. Binalar ağırlıklı olarak beyaz, çatıları düz. Hemen hemen her çatıda su deposu mevcut. Yol boyunca hız kontrol kameraları var. Gerçekten trafik kuralları burada güzel işliyor.

Ve Girneye varış.
Otobüs Girne Limanına yakın bir konumda indiriyor. Girnede cadde ve sokaklar çok dar. Anlık araç trafiği oluşabiliyor. Ancak korna sesi hiç duymadım. İnsanlar rahat, sakin ve medeni. Hani kimsenin bir yere yetişmeye çalıştığı falan yok öyle bir rahatlık var Girnelilerde. Ben liman bölgesine çok yakın bir otelde kaldım.


Rahatsızlığımdan dolayı sadece Liman bölgesinde küçük bir yürüş yapabildim.

Girne Limanına inen bir çok dar ve güzel sokak mevcut.

Yürüş boyunca biraz tetikte olmak gerekiyor. Trafik bize göre tersten aktığı için önce sağa bakmak gerekiyor. İstanbul trafiğinde cirit atan biri olarak açıkcası iyi ki araba kiralamamışım diye düşündüm. Gerçekten çok ters geliyor. Dikkatimi çeken diğer birşey mustakil evlerin çoğunda yola sarkmış limon ve mandalina ağaçları oldu. Öylece dalında duruyor kimse koparmıyor. Burada olsa ağacı bile yerinden sökebilirler

Onuncu yüzyıldan beri Girne’de yerleşim olduğu tahmin edilmektedir; Ancak şimdiki Girne Limanının büyük bir kısmı Venedikliler tarafınca şekillendirilmiştir. 1489’da adanın hakimiyetini ele geçiren Venedikliler, Osmanlı imparatorluğuna karşı savunma önlemleri almaya başlamıştı, Girne limanı, adanın en önemli limanı olmakla beraber, ana karaya çok yakın olması, Girne kalesi ile savunmasının arttırılmasının planlandığı düşünülmektedir. Günümüzde, restorantların ve barların süslediği liman, deniz ulaşımı için kullanılmamakta, yat ve balıkçıların sığındığı, Girnenin başlıca eğlence merkezlerinden biridir.

Liman pek büyük sayılmaz. Çevresindeki cafe ve Restorantların mimarisi oldukça güzel.

Limanda bulunan Girne kaleside diğer bir güzellik.

Girne Kalesi, 7.yy’da, Arap-İslam akınlarına karşı kentin korunması için yapılmış kaledir. Lüzinyanlar döneminde, Kantara kalesi gibi önemli bir yer olmuştur. Bu dönemde kale bazı yapısal değişikliklere de uğramıştır. Bu restorasyon çalışmalar 1373 yılındaki Cenevizliler kuşatması ile ara bulmuş, daha sonra yeniden devam etmiştir.

Kale yapılırken o dönemin savunma taktikleri zırhlı şövalye ve okçulara göre düşünüldüğünden, 1489’dan sonra kaleyi kontrole alan Venedikliler, Osmanlı topçu saldırılarını gözönüne alarak yeniden inşaya girişmişlerdir. Kuzeybatı ve güneydoğu kulelerini ekleyerek, önlemler almaya çalışmalarına rağmen, Lefkoşa’daki Osmanlı zaferinden sonra, kaleyi direniş göstermeden 1570 yılında Osmanlılara teslim etmişlerdir.

Kalenin en büyük özelliği belkide Kıbrısın en büyük müzesi oluşu. Girne Kalesi’nde St. George Kilisesi, Kırnı Mezarları canlandırmaları, Akdeniz Mezar Kazısı, Venedik Kulesi, Luzinyan Kulesi, sarnıç, zindanlar ve Batık Gemi Müzesi bulunmaktadır. Malesef kaleye giremedim. Hafta içi ziyaret saati 14:00’de bitiyormuş. Şaka gibi ama gerçek


Arhangelos Mihail İkon Müzesi : Eski bir Rum klisesi içerisinde çeşitli yerlerden toplanmış ikon örnekleri görebilirsiniz. Hristyanlık tarihi ile ilgili zengin bir ikon arşivi imiş  burayada giremedim sadece dışardan fotoğrafını çekebildi.

Dil Türkçe, Para Birimi Türk Lirası ancak kesinlikle Türkiye değil bunu rahatlıkla hissedebiliyorsunuz. Sadece 2 gün geçirdim belki hatalı bir tesbit’de olabilir ama Kıbrıs kültürü bizim anadolu kültüründen daha farklı. Avrupailer ve daha soğuklar. Rahatlar ama biraz bezmişlikle var gibi.

Pahalılıkta burada biraz göreceli… Alkol fiyatları inanılmaz ucuz. Marketlerde envayi çeşit marka çikolata bulmak mümkün bu tip şeylerde ucuz. Pahalı olan ise su Oteldeki odaya mini bar koymuşlar bir çok çeşit alkollü içki mevcut ve bedava ama su yok… parayla (10 TELE)  Alkol kullanmadığım için pek bir avantajım olmadı yani.  Yemekleride devamlı olarak otelde yedim. Dışarıda fiyatlar nasıldır bilemiyorum.

Son olarak benim gezim biraz mecburi bir gezi oldu.Özellikle tercih etmediğim bir yer olduğu gibi açıkcası tatil için çok daha ucuza çok daha iyi yerler olduğunu düşünüyorum.Bu bölgeyide sanırım ayakta tutan Casinolar.Hemen hemen her otelin kumarhanesi var.Bunun dışında bizim iddia bayilerine benzer bahis bürolarıda bir hayli fazla.Bence burayı cazip kılan kumarhaneler.Kumar sevdanız yoksa sıkılma ihtimaliniz yüksek.Fotoğraflar çok dar bir alanda çekildi.Bu alanın çevresinde göze hitap eden hiç birşey yok.

Benim gezemediğim diğer yerler ;
Bellapais Manastırı
Ayia Asproforesha Kilisesi
St. Hilarion Kalesi

Yolunuz düşerse benim yerimede gezin

 

Fatih ERTEK
Sony Alpha 77

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir